Üçüncü Şahsın Şiiri
Taş Habil’in
kafasına çarptığından beri insanlığın beyninin içini eriten, Camus’a kadar
muhtemelen adı konmamış bir yangın; varoluş. Bu açığı kapatmak için-ki bu
açığın yarattığı dehşet ölüm korkusundan bile daha şiddetle ortaya çıkmakta-çeşitli
kavramlara bel bağlayan insanlar; varoluşun sıkıntısının ilacını aşkta
aradılar. Bu insanlar için şüphesiz ki bu kavram dahilinde yaşanacak bir hayal
kırıklığının dehşeti yoklukla eşdeğerdi.
"...Felaketim olurdu ağlardım."
Belki de
şairlerin, Atsız'ın "Aşk şehvetin estetik halidir."(Atsız 1972, Ruh
Adam) sözüyle özetlenebilecek; aşkı tamamıyle madde düzeyine indiren
mantaliteye karşı böylesine cansiperane bir mücadele iradesi göstermesini bu
perspektiften incelemeli. Üçüncü şahsın şiiri de bu bağlamda ele alınmadığı
müddetçe İlhan'ın içine düşmüş olduğu dehşeti ve bir şiirde böylesine
birbirinden uzak duyguların bir arada nasıl barınabildiğini anlamak mümkünsüz
bir vasfa ulaşıyor.Bu durumda İlhan'ın aralarında herhangi bir iletişimin daha önce
vuku bulmadığı,kendisinin varlığından dahi haberdar olmayan bi kadına karşı
hissettiği duyguları yargılamak;bunun gerçeklikten uzak ve İlhan'ın
zihninde,tamamen İlhan öyle istediği için kendisine bağlam bulabilen bir durum
olduğunu zikretmek ise şüphesiz ki ahmakça bir harekettir.
"...Üşürdüm, içim ürperirdi..."
Üçüncü
şahsın içine düştüğü çaresizliği bu şiirin her dizesinde iliklere kadar
hissetmek mümkün. Bu çaresizliğin çöp adama karşı bir nefret olarak ortaya
çıkması ise insan zihninin zor durumlar karşısında nasıl da rasyonellikten
uzaklaştığının bir göstergesi. İlhan belki de Atsızcı fikre karşı kendi
zihninde verdiği mücadelenin de bir ifadesi olarak; kendisinin üçüncü olduğu
bir hikayenin birinci şahsının kendisinin yanında, onunla birlikte olmasını
değil, onun kendisini-üçüncü şahsı-sevmesini ister. Bunun gerçekleşmesinin
olanaksızlığı karşısındaki dehşetengiz vaziyet;onu çöp adamı öldürme fikrine
kadar götürür. Bunun içinde bulunduğu çaresizlik bağlamında,kendisine bir fayda
sağlamayacağını bilir ama duyguları,mantığının önüne geçmiştir bir
kere.Okuyucunun,şairin kalbinde korlanan alev bu kadar kuvvetliyken içinin
nasıl olupta ürperdiğini anlaması ise;yine okuyucunun duyguları ve
yaşanmışlıkları ile ilgili bir meseledir.
"...Sen kalkıp ona giderdin..."
Şiirin
sonunda bu hayal kırıklığının içinde her akşamını "Jezabel"in kan
içinde yattığı bir romanın sonuna benzetir. Bu üçüncü şahsın duygularının
yoğunluğunu anlamamız için bir ipucudur.Şairin,Birinci şahsın gözlerinin içine
bakmanın dahi kendisi için nasıl dehşetli bir yıkım olduğunu anlatmak için
felaket kelimesini kullanmasını bile çaresizliğinin bir göstergesi olarak
görmek mümkündür. Duygular o kadar yoğundur ki; hayal kırıklığının dehşetinin
yanında felaket kelimesi bütün ağırlığını yitirir. Ancak elden gelecek
birşey-bu dehşeti anlatmak için telaffuz edilecek bir kelime dahi-yoktur.Çöp
adamın gülüşünü cenazeye benzetirken kullandığı üslup ise okuyucunun içinde
bile çöp adamı karşı bir nefret doğmasına yol açar.Bu durumda üçüncü şahsın,
ahlaki açıdan rezalet olarak dahi nitelendirilebilecek eylemler içerisinde
bulunmasını yargılayabilecek yetki,bütün insalığın ve hukuk sistemlerinin
elinden alınmıştır.Üçüncü şahıs için bütün bu acıyı anlatamıyor olmanın
yanısıra,içerisinde bulunduğu durumda kendi payına düşen şeyin sadece derin bir
suskunluk olduğunun farkında dahi olmadan,elinden hiçbir şeyin gelmemesinin
çaresizliğini yaşamak bir zorunluluktur artık.
Üçüncü Şahsın Şiiri
Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Bir rüzgâr aklımı alırdı
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu, ağlardım
Attilla İlhan
Üçüncü Şahsın Şiiri
Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Bir rüzgâr aklımı alırdı
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu, ağlardım
Attilla İlhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder