Tam tamına 5 yılın ardından, bugün tekrar burada yeni bir
yazı kaleme alıyorum. Hissettiklerim ne öncesine ne de sonrasına asla
benzemeyecek biliyorum, çünkü insan bir defa aşık olur bu hayatta. O aşkı
bulduğunu anladığında dört kolla sarılır ona, asla bırakmak istemez. İnanması,
kabul etmesi o kadar güç ki... Kalbimde, ruhumda, bedenimdeki acı öyle büyük ki
tarifi imkansız. Bu yazı bir iç döküş veya kendini anlama yazısı değil. Bu yazı
sevgiliye çağrı yazısıdır. Yazıya başlarken bizim şarkımızı ve aslında
neredeyse bizim hikayemizi dinliyor olacaksınız. Böyle güzel bir hikayeydi
bizim aşkımız. Yazının sonunda kalemimden kağıda dökülen bir şiir bulacaksınız.
Dilerim sahibinin kalbine tesir edebilir. Çünkü o içinde verdiği hiçbir
savaştan galip ayrılamazdı, her karamsar anında Polyanna sevgilisinin desteğine
ihtiyacı olurdu iyi düşünebilmek için.
“Daha son sözü söylemedi hayat! Belki yarınlar, mutlu sonlar
var. Yeniden başlamak yorar insanı; Ama sonunda kavuşmak, mutlu olmak var...”
-Nazım
Hikmet
Umut yitirmesi en kolay şey bu hayatta, sevgi ise inşa etmesi
en zor. Yıllar sürer gerçek sevgiye ulaşabilmek, anılarla doludur aşkın içi, geriye
dönüp baktığında hiçbir keşkesi olmaz, hiçbir kötülük hatırına gelmez onların.
Gözleri birbirinden başkasını görmez iki aşığın. Kavuşmaktan başka gayeleri
yoktur şu hayatta, bilirler çünkü vuslat hayatın bütün zorluklarına karşı
onların asıl kurtuluşudur. Zorlu geçen bir ömrün acısını şefkat dolu bir omuz
dindirir bilirler. Ama gözümüzü kapatınca hiçbir aydınlık fayda etmez yönümüzü
bulmamıza, kayboluruz unuturuz bize iyi gelecek şefkat dolu aşkın yerini. Yıldızını
aradığında görememek ve tekrar orada olmadığına şahit olmamak için gözlerini
yummasına gerek yoktur insanın. Kara bulutlar gider ve gökyüzü hiç olmadığı
kadar aydınlık, kristal berraklığına bürünür tekrar. Gözlerini aç, göz
yaşlarını sil ve tekrar huzura dön yüzünü. Burada seni bekleyen tek şey aşk ve
huzur, kötü hiçbir şey yok. Kırılmış kalbin, yitirmişsin umutlarını, vazgeçmişsin
hayallerden. Yıldızı sönmüş gözünün, kara bulutlara aldanıp kaybettin sanmışsın
kutup yıldızını. Keşke her zaman gökyüzü berrak bir şekilde karşımızda dursa.
Keşke her yıldızlara bakıp yönümüzü bulmak istediğimizde kutup yıldızımız orada
olsa. Gün gelir görürsün gittiğini sandığın o yıldız hep yerinde aynı
parlaklığıyla durmuş. Yalnızca yanlış yöne bakmış, bulutların ardını
görememişsin bal gözlerinle. Sen benim karanlık gecelerimde yönümü aydınlatan
ay ışığım oldun, yüzümü hep sana döndüm, hep sana koştum delilercesine.
Koşarken yoruldum, düştüm, karamsarlığa kapıldım ama asla vazgeçmedim sana
ulaşmaktan. Yeri geldi benim şehrim de karanlığa gömüldü ama her karanlığın
sonunda aydınlık olduğunu gördüm seninle. Tıpkı Nazım’ın da dediği gibi,
yarınlar mutlu sonlar var. Sonunda kavuşmak, mutlu olmak var. Bu hikaye mutlu
sonu hak ediyor, bunu sen de tıpkı ben gibi biliyorsun. Dilerim yaşanması
mümkünken bu mutlulukları bize layık görürsün.
“Aslında insanın canını en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları
değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.”
-Dostoyevski
Gecenin Ardından
Ve işte sen
gidiyorsun, benden uzağa; bizden çok uzağa,
İnandırmışsın kendini, düşürmüşsün bir tuzağa.
Dinle kalbini, söyler o sana mutlaka,
Ne zaman yanılttı ki seni, sor ona.
Ve işte sen
gidiyorsun, kendinden uzağa; bizden çok uzağa
Yanında götürdüklerini bilmeden beraberinde.
Kaçma, çok uzaklaşmadan geri gel yanıma,
Avcuma bıraktığın emanetin hala boynumda.
Ve bir gün
gelecek,
İnanacağız masalların gerçek olduğuna.
Ve bir gün doğacak,
Unutacağız gecenin karanlığını.
Döneceğiz
yüzümüzü masmavi berrak sulara,
Bulutsuz gökyüzünde göreceğiz aslında suya yansıyan benliğimizi.
Aynı toprakta yeşerecek tekrar,
Soldu sandığımız papatyalar.
Süreceğiz
motorları her şeyin başladığı boğazın serin sularına,
Yüzümüze vuracak hayatın acı rüzgarları.
Üstümüzde gürleyen yağmur dolu kara bulutlar,
Döndüremeyecek bizi vuslatın kıyısına ulaşmaktan.
Varacağız
karış karış bildiğimiz o yurda,
Sevinçten dört döneceğiz orda, burda.
Her köşesine bir çiçek ekeceğiz birlikte,
Kokusuyla huzur dolacağız sonsuzda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder